Kazimir Malevich ve “Sıfır Biçim” / Kazimir Malevich and “Zero Form”

Soyut resmin öncülerinden Maleviç Kazimir Severinoviç,1878 yılında Rusya’da Kiev yakınlarında doğmuştur.1890 sıralarında Kiev ve Kurskdaşları arasında bulunan ressamlar ile birlikte bir takım çalışmalar yapanf sanatçının,Moskova eğitimi için gerekli parayı kazanmak üzere babasıyla aynı iş yerinde teknik ressam olarak işe başlaması ve bulunduğu coğrafyanın yaşam koşullarının etkisi gibi faktörler,resim sanatına izlenimcilik anlayışı ile başlamasında etken olmuştur.Kiev Sanat Okulunda eğitim gören Malevich,1905 te Moskova’ya gittiği zaman Rus İzlenimcilik türünden resimler yapıyordu.Burada ki özel koleksiyonlarda gördüğü Cezanne ve Leger ‘nin resimlerinin yanı sıra Fovizm örnekleri aracılığıyla yeni eğilimleri de tanımıştır. “Çicekçi Kız”(1904-05) adlı yapıtında Fransız ustaların uslubunu özümsediği görülür.

Çiçekçi Kız

1906 ‘da Loronıov ‘la tanıştıktan sonra 1910 da Gençlik Birliğine katılmıştır,ardından katıldığı sergilerle Rus Avangarde eğilimlerinin içinde yer almıştır.1910 tarihli Malevich’in “Yıkanan” adlı tablosu, doğrudan doğruya ilkel malzeme yerine Gauguin ve Matisse’in eserlerinden esinlendiği için dolaylı bir ilkecilik örneği sayılabilir.Bu tablo, Malevich’in şehirlerde,daha çok da köylerde çalışan işçileri gösteren bir dizi resimlerine de örnektir. Malevich işçileri resmetmek için, biçimsel özellikleri bakımından ilkel olmakla birlikte, duyarlılığı daha çağdaş, daha canlı bir anlatım yolu bulacaktır.

Yıkanan

1914 yılı,Rusya ile Avrupa arasında gerginliğin başladığı döneme kadar, Rus sanatçıları Batıya gidip gelebiliyorlardı.Bunların bazıları Paris’te uzun süre kalıp çalışmışlar ve ülkelerindeki öbür sanatçılarla Batı arasında bir iletişim kurmuşlardı.Ayrıca Rusya’da Shchukin ve başkalarının oluşturdukları modern resim koleksiyonları,düzenlenen sergiler, yayınlanan dergiler,Rusya’ da ki sanatçıları Batı’da ki gelişmeler konusunda fikir sahibi yapıyordu.Bu süreçte Malevich’in uslubu kökten değişmeye başlamış ve yapıtlarında toplumsal eğilimler ağırlık kazanmıştır.

Bunun bir yansıması olan “Kilisede ki Köylüler” (1910-11) gibi Rus köylülerini konu aldığı resimlerinde gelişmiş bir ilkellik egemendir.Ancak Kübizm’e ilgisinden ötürü Malevich,köy sahnelerinde bazı insan figürleri Leger ‘i anımsatan tüp biçimini almış ve ayrıştırılmış düzlemler ve karşıt bir renk uygulayışıyla birbirlerine eklenmiştir.Soyut sanatının en etkili öncülerinden Malevich betimleme dışı bir sanata yönelirken Kübizm’den de fazlaca yararlanmıştır. Doğrudan doğruya dinsel olmamakla birlikte teknolojik dünyayı yadırgadığını belirten görüntüler sunuyordu. Malevich’ in temsil ettiği soyut sanatı,temel biçimlere dayandığı için,kişisellikten arındırılmış ve açıkça modern sanat olarak görebiliriz.Sanatçı Kübizm ‘i bu biçimde kişisel bir tutumla yorumlarken aynı zamanda hız ve devinim kavramlarına dayanan Gelecekçilik ile ilgilenmiş ve bu iki uslubu birleştirerek “Tahta Rendeleyen Adam”(1912) gibi Kübik-gelecekçilik doğrultusunda çalışmalar yapmıştır. Malevich’in “Tahta rendeleyen Adam” adlı tablosu, onun “Yıkanan” adlı resminin ana çizgilerini kıvrımlı düzlemlere dönüştürüp, parlak renkler ve karşıt tonlar kullanarak daha belirgin bir hale getirir.

Bu düzlemlerin yarattığı hacim duygusu,düzlemlerin birbirleriyle çelişen ilişkiler içinde yerleştirilmeleriyle dengelenir.Resimde ki aydınlık ve karanlık alanların gelişigüzel yan yana gelmeleri sonucu,tutarlı bir biçimlendirme ve ışıklandırma yöntemi kullanılmadığı da görülür.Bu yöntem,belki de Leger’in bazı resimlerinin etkisi sonucu, Çözümsel Kübizm’in izlerini taşır.“Tahta Rendeleyen Adam” köylülerin hayatını yalın fakat aynı zamanda heybetli boyutlarıyla betimleyen bir dizi resimden biridir .Bu dizideki resimlerden bir bölümü,Larionov’un 1912 de Moskova’da düzenlediği bir sergide yer almıştır.

Tahta Rendeleyen Adam(1912

Bu süreç içinde,çok geçmeden Malevich’ in yapıtları,birden bire çok daha modern bir havaya büründü.Halkın ilgisini yitirdi.Bu değişmeye Rusya’da ki öncü şiirin etkisinin neden olduğu anlaşılıyor.Mayakovski, Krunchenykn gibi Malevich’ten daha genç bir takım Rus yazarları mantık dışı söz oyunlarıyla yeni etkiler ve anlamlar arıyorlardı.Bu yazarlar yalnız beklenmedik anlamlar elde etmek için sözcükleri belli bir anlam tutarlığı olmadan yan yana getirmekle kalmıyor sözcükleri parçalayıp adı olmayan cisimlerin parçalarıymış gibi onları yeniden bir araya getiriyorlardı.1913’ te Malevich ,Krunchenykn ve Matyushin adlı genç bir besteci ile “Güneşe Karşı Kazanılan Zafer” adlı bir operanın yazılmasında işbirliği yaptı.Bu opera aynı yılın Aralık ayında St.Petersburg da sahnelendi ve beklenenden daha büyük bir gürültüye yol açtı. O yıl içinde Malevich’in resimlerindeki saçma özellikler daha da arttı. Kendisi bu değişimi Bireşimsel Kübizm aracılığıyla sağlamıştı.

”Güneşe Karşı Kazanılan Zafer” adlı operanın teması teknolojinin doğaya, modern insanın güneşe karşı kazandığı zaferdi. Malevich’ in bu opera için çizdiği dekor ve giysi eskizleri,Kübist özellikler taşıyordu.Fakat hazırladığı fon perdelerinden biri yanlamasına siyah beyaz alanlara bölünmüş bir kare biçimindeydi.Kendi açıkladığına göre, onun “Suprematism” dediği sanat anlayışına yönelmesine yol açan etken,bu opera için yaptığı çalışmalardı.Daha sonra yazıp dile getirdiği sanat felsefesinin tohumu bu operayla atılmış olabilir.

blank

Güneşe Karşı Kazanılan Zafer Opera Kostümler 1913

”Moskova da bir İngiliz”(1913-14) adlı tablosundaki figür ”Tahta Rendeleyen Adam” da ki dille resmedilmiş ancak; balık,yanan bir mum, merdiven,süngüler,kılıç,kilise gibi birbiriyle ilgisi olmayan betimlerin ve bölünmüş sözcüklerin arkasına yarı gizlenmiş bir biçimde yansıtılmıştır. Herhalde bütün bunların İngiliz’in Moskova ‘da gördükleriyle bir ilgisi olduğu belirtilmek istenmiştir.Eğer İngiliz resimde tek başına gösterilseydi bir ikona benzeyebilirdi.Çevresindeki nesneler bir ikondaki Azizin kimliğine ve özelliklerine belirten nesneleri anımsatır ve o figürü bir yaşantı simgesi durumuna sokardı.Resmin üst bölümündeki kırmızı kaşık başlangıçta tuale yapıştırılmış bir tahta kaşığın yerini almıştır.Mayakovsky ile arkadaşları sözcüklerinin egemenliğine karşı çıktıklarını göstermek için bu boyalı kaşıkları ceketlerinin yakalarına takarlardı. Malevich’in bu dönemde yaptığı başka resimlerde de yapıştırma resim tekniğinden yararlandığı görülür. Bunlardan birinde resmen bir termometre bile yapıştırılmıştır.Bu evre Malevich’in geçiş dönemlerinden öteye gidememiştir.

Moskova da bir İngiliz(1913-14)

Bu kolaj denemelerinden sonra Malevich,soyut geometrik biçimlere yönelmiş ve Suprematist adını verdiği düzenlemeler yapmaya başlamıştır.Bu yapıtlar görünen gerçeklikten hiçbir bildiri taşımayan,hiçbir toplumsal politik ya da öteki kullanım ortamlarına yönelmeyen,tümüyle saf estetik bir duygunun yansımasıdır.Malevich bu dönemde tuval üstünde siyah,kırmızı, bazen de sarıyla; kare, daire, üçgen gibi temel geometrik biçimlerin bir arada kullanıldığı ya da salt beyaz tuvalin üstünde siyah bir karenin yer aldığı yapıtlar gerçekleştirmiştir.Bu Supramatist düzenlemelerinde ki biçimler farklı renkte oluşları ve özel yerleştirilişleriyle bir boşlukta yüzüyorlarmış izlenimini verir.

Malevich’in “Suprematist “ döneminin ilk olgun ürünü, beyaz bir kare içinde yerleştirilmiş ve onun yaklaşık yarı alanını örten siyah bir kareyi gösteren resmiydi. Bir imgeden çok bir işareti andıran bu kare, kesinlikle görünebilir herhangi bir nesnenin soyutlaması değildi. Bununla birlikte başka resimlerini Aralık 1915 ile Ocak 1916 arasında St Petersburg’da sergiledi . 1915 ‘te Petrograd’da “Son Fütürist Resim Sergisi o.lo” adı altında açılan resim sergisinin baş köşesine asılan,beyaz zemin üzerinde bir siyah kare, sergi de ki en yalın en çarpıcı eserdi.”Beyaz üzerine Siyah Kare” nin, sergiyi gezenlerde uyandırdığı tepki, şaşkınlıktan çok öfke olmuştu.Sanatçı seyirciyle alay mı ediyordu? Bu resmin resim olup olmadığı bile tartışılıyordu.Bir şeyin değil hiçbir şeyin resmiydi bu.Bir Rus köylüsünün evindeki kutsal köşeye asılan ikon gibi, salonun bir köşesine eğik olarak asılmıştı.Malevich’in “Suprematism” i anlayışını tanıttığı aynı sergide halkın karşısına çıkan Vladamir Tatlin, söylendiği üzerine,ondan biraz daha yaşlı olan Malevich‘le,neredeyse yumruk yumruğa gelmişlerdi.

Malevich bu yapıtına “Sıfır-Biçim” adını vermişti. Bu adlandırmayla Malevich, yeni sanatın geçmişle bütün ilişkilerini koparıp sıfırdan,hiçten başlaması gerektiğini söylemiş oluyordu. Bu yapıt herhangi bir nesneyi göstermiyordu, birşey anlatmıyordu. Yalnız nesnelerden değil, onların uyandıracağı duygular, çağrışımlar ve her türlü “ruhsal titreşim” ler den arınmış olan biçimdi. Malevich’in bir sözüyle bu resim ”susan hiçliğin sembolü” idi.Malevich’in yakın arkadaşlarından sanatçı Anton Pevsner, Malevich’in genç yaşta ölen bir kız öğrencisinin cenazesine, gözyaşları içinde, ortasına beyaz bir kare dikilmiş olan siyah bir bayrak taşıyarak katıldığını anlatır.Sanat dünyasına ilk olarak kübistlerle giren aklın soyutlama ve eleme gücü Malevich’ te yıkıcılığa dönüşmüştü.Rus düşüncesine özgü bir bağnazlıkla sarılmıştı.Sanatçının dünya görüşünü ve sanat anlayışını açıklayan yazıları okurken ,Dostoyevski’nin romanlarında görülen bağnaz “nihilistler” gözümüzün önünde canlanır.Onlar gibi Malevich’te nesneler dünyasının hiçlik içinde yok olması gerektiğine inanır. ”Sıfır-Biçim” yani siyah üzerinde bir beyaz kare,bu inancın bir sembolüydü. Çağın insanı olarak Malevich,bir yandan din aşamasının çoktan geride bırakıldığına inanıyordu. Fakat Suprematizim çağında gerçekleşecek olan insanlık idealini anlatırken,dinsel bir bağnazlıkla bu sanatın insanlığı yeni bir hakikate kavuşturacağını savunur.Sıfır-Biçim diye adlandırdığı beyaz üzerinde siyah kare dinsel bir anlam içeriyordu.Resim burada bir inanç sembolü oluyor.Ondan söz ederken ”zamanımın çerçevelenmemiş çıplak ikonu” diyordu.

blank

Siyah Kare 1913-1915

Yüzyılın başında, hızla gelişen tekniğin getirdiği yeni sorunların uyandırdığı kaygı içinde, teknik’e ve materyalizme karşı bir tepki başlamıştı.Sanatçılar,düşünürler bu ortamda materyalizmin üstünde ve ötesinde yeni bir insanlık anlayışı içinde buluşuyorlardı. Bu bağlamda Bergson’la Malevich arasında böyle bir bağ kurulabilir. Malevich’in ölümünden sonra bir rastlantıyla bulunan ve 1962’de yayınlanan yazılarında nesneler dünyası insan iradesinin tasarısı olarak tanımlanır.Kant ve Fichte ‘den Hegel’e kadar Alman idealist felsefesi Rusya’da çok iyi tanınıyordu. Schelling Rusçaya çevrilmişti. Schopenhauer ‘in “istenç ve tasarı olarak dünya” adlı yapıtı da Malevich’in yabancı kalmadığı bir eserdi. Nesneler dünyası, Malevich ‘e göre ,insan tasarısının ürünüdür .İnsanın kendi çıkarı için tasarlanmış olduğu bir dünyadır. Kendi deyimiyle “Yemlik” olarak tasarlanan bir dünya. ”Yemlik “ olarak tasarlanan nesneler dünyasından kurtuluşun sembolünü Malevich ”Sıfır-Biçim” de görüyordu.

”Sanatı nesneler dünyasının yükünden kurtarabilmenin çaresizliği içinde kare biçime sığındım” diyor.Fakat “Sıfır-Biçim”Malevich’ e göre yalnız sanat için değil,insanlık içinde kurtuluşun sembolüydü. ”Sıfır-Biçim” insanlık tarihinde nesnelerin, mal ve mülk hırsının yok olacağı yeni bir çağın ,her türlü çıkarın, bencilliğin ötesinde insanlara mutluluk getirecek olan bir çağın habercisiydi.Bu çağa Malevich ” Suprematizm-Nesnesiz Dünya” çağı diyor. Suprematizm çağında insanlar, yaşam kavgası içinde boğuşmayacak,yüksek değerler gerçekleşecek,eşitlik,kardeşlik ve barış içinde mutluluğa kavuşacaklardı. Suprematizm çağı, yaratıcılık çağı olacaktı.Nesneler dünyasından sıyrılan insan, ”Hiçlik” içine atılacak ve onun içinde eriyecekti. fakat “Hiçlik” içinde erime yok olma demek değildi. ”Hiçlik” nesnelerin boyunduruğundan kurtulmaydı, özgürlüktü, evrene ve evrensel oluşuma açılma özgürlüğüydü. İrade ve isteklerin sustuğu, ”Hiçlik” içinde insan , Malevich’e göre, ”evrensel titreşimler” in ürpertisyle sarsılır. ”Hiçlik” içinde ne bireye nede onun ruhsal yaşantılarına yer olabilirdi.

Malevich 1915 tarihli,”Suprematist Resim: “Kırmızı ve Siyah Kare” adlı yapıtında,beyaz tuval üstüne ayrı renkte iki kare koymuş, kırmızı kareyi hafifçe eğri yerleştirerek yapıta bir devinim niteliği kazandırmıştır. Ayrıca yapıt izleyici de tuvalin beyazıyla üstündeki kareler arasında bir uzay boşluğu olduğu izlenimini uyandırmaktadır.

Kırmızı ve Siyah Kare 1915

”Dinamik Suprematizm”(1916) adlı resim karmaşık biçim yerleştirmesi ve farklı renk uygulamasıyla devinim düşüncesini sunar.

blank

Dinamik Suprematizm

Malevich daha sonra yaptığı resimlerde kullandığı öğeleri ve renkleri artırdı ve ilk resmin durağan kesinliğinden uzaklaşarak, daha akıcı ve uzay duygusu daha belirgin bir resim anlayışına yöneldi. Karşıt renkler ve değişik boyutta üst üste gelen öğeler,beyaz bir zemin üzerinde aydınlık ve sınırsız bir uzayda yüzüyormuş izlenimini verirler.

Kompozisyon 1916

Böyle yoğun bir biçim ve renk ilişkisi sunan yapılarından sonra sanatçı,1917-18 arasında “Suprematist Kompozisyon: Beyaz üstüne Beyaz” gibi en olgun ürünleri sayılan “beyaz üstüne beyaz”dizilerini yapmıştır. Bu uygulamalar resim sanatının,temsili öğelerinin elenişi açısından vardığı en uç noktadır.Beyaz üstündeki beyazın fark edilmesi bile oldukça güçtür.Malevich eşitliğin dengesini arıyordu.Ona göre bireysel ayrıcılıklar,hiçlik içinde silinecek ve suprematist sanatın varmak istediği “kozmik-bütün” eşitliğin dengesi olacaktı. Malevich’in sanatı irili ufaklı dikdörtgenlerin,uzay içinde çeşitli yönlerdeki hareketinde ilerleme gösterdi.Renklerin ayrıcalığını eşitlikle bağdaştıramadığı için,Malevich resimlerinde gittikçe renkten uzaklaşıyor “Ak-suprematizm “diye tanımladığı dönemde yalnız renk karşıtlıklarını değil,ton karşıtlıklarından da resimlerinin arındığını görüyoruz.Bu dönemdeki resimleri beyaz üzerine beyaz biçimlerden oluşur.

blank

Beyaz üstüne Beyaz 1918

Malevich’in “Beyaz Üzerine Büyük Haç” adlı resminde kırmızı bir dikdörtgen üzerine yatan siyah bir dikdörtgen,kalın bir haç meydana getirir.Her iki dikdörtgenin üzerinde de kalın bir boya tabakası vardır. Aynı dönemde yapılan başka bir resimde de daha geniş,fakat beyaz üzerine beyaz olarak resmedilmiş bir haç görülür.Bu haçın simge olduğu kuşku götürmez.Malevich doğrudan doğruya Hristiyanlıkla ilgili bir resim yapmak istememiş olsa bile, sanatının gizemci bir amaç taşıdığı ortadadır.Yazılarında da dinsel ve felsefi bir kaynaktan esinlendiği görülür .İlk “Suprematist” kompozisyonlarından bazılarına ”havada bir uçak”,“yapılmakta olan bir ev” gibi adlar vermiş,fakat daha sonra maddi dünyayla ilgili bu başlıklardan pişmanlık duymuştur.Onun görsel bir biçim vermek istediği gerçeklik,madde ötesi bir dünya ile ilgiliydi.

Beyaz Üzerine Büyük Haç 1921

Malevich ,Narkompros’ un Görsel Sanatlar Bölümüne bağlı bir araştırma merkezi olan İnkhuk içinde Tatlin ve çevresinin “Üretim Sanatı” anlayışına karşı, Kandınsky, A.Pevsner, Gabo ‘yla birlikte “Laboratuvar Sanatı” savunmuş.bir süre sonra Narkompros’da çeşitli görevlerde bulunmuştur.1919 da Chagall tarafından Vitebsk’e çağrılmış ve burada ki sanat okulunda ders vermeye başlamıştır.Malevich ,1920-22 arasında ürettiği üç boyutlu çizimler ve modellerle Supramatist bir mimarlık anlayışını yerleştirmeye çalışmıştır.Resimlerindeki düzlemlerin bir kütle oluşturacak biçimde eklemlenmesiyle oluşan biçimler gelecekte ki uzay kentlerinin yapıları olarak tasarlanmıştır.Ancak tüm çalışmalar Devrim Rusya’sında ütopik düşünceler olarak karşılanınca ,Malevich ‘te seri üretim mallarının çizimleriyle ilgilenmeye başlamıştır.

Mimari

Rus devrimi sonunda ortaya çıkan yeni toplumun giderek maddeci ilkelere dayanması,onun sanatında ki bu ayrımı daha da belirginleştirmiştir. Malevich 1922’ den sonra “Suprematist” yapıtlarını Rusya’da sergilememekle birlikte,bu yapıtların ünü Batıda yaygınlaşmıştır.1922 ve 1923 ‘te Berlin ‘de 1924’te Venedik ‘te açılan büyük Rus sanatı sergilerinde ve Malevich’ in Berlinde 1927 ‘de açtığı tek kişilik sergisinde,bu yapıtlara yer verildiği görülür.Mayıs 1924 te “Yeni Sanat Biçimleri” manifestosunu ,Leningrad ‘ta açıklamıştır.1927 ‘den önce Varşova’ya sonra da Dessau ya ve Bauhaus a gitmiş, burada Arp, Schwıtters ve öteki sanatçılarla karşılaşmıştır. Aynı yıl yazılarının bir bölümü Bauhaus tarafından “Nesnesiz Dünya” başlığı altında yayınlanmıştır. Malevich,1920’ lerin sonunda Petrograd’a dönmüş ve burada figüratif bir anlayış içinde, önceki gelişimine tamamıyle karşıt resimler yapmış,1930 ‘dan sonraysa arkadaşlarının ve aile üyelerinin portreleri üzerinde çalışmıştır.

Kırmızı Süvari 1928-1932

Otoportre 1933

Malevich 1935’ te öldüğü zaman, Leningrad’ta ki Sanatçılar Birliğinde tabutu içinde saygıyla bekletilen ölüsünün başı üzerine Siyah Kare tablosunun daha büyük bir örneği asılmıştı. Bir kaç gün sonra küllerinin gömüldüğü mezarının başına ,üzerinde siyah bir kare olan beyaz bir mezar taşı kondu. Sanatçıya ve arkadaşlarına göre bu taşın ikon özelliği olduğu söylenebilir.

KAYNAKÇA

Antmen, A. (2008). 20. Yüzyıl Batı Sanatında Akımlar, Sel Yayıncılık,İstanbul

BATUR, E.( 1998). Modernizmin Serüveni, Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul.

BONFAND, Alain,(1994) Soyut Sanat, Çev: Işık Ergüden, Dost Kitabevi, İstanbul

Nazan İprişoğlu, Mahzar İprişoğlu, (1993) Sanatta Devrim, Remzi Kitapevi, İstanbul

Nobert Lynton,(çev:Cevat Çapan,Sadi Öziş),(2015),Modern Sanatın Öyküsü, Remzi Kitap evi, İstanbul

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

dipnotsanat sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et