Rıfat Ilgaz / Sularda Güneş Olmak

Görsel Ressam Bayram Gümüş’e aittir.

 

SULARDA GÜNEŞ OLMAK

I

Kıyıda kum çakıl yosun. Gidenlerden

Boşuna değil martıların hırçınlığı

Köprülerin altından geçen sular var ya

Kürsülerde lâfını ettiğimiz

Biraz da köprülerin üstünden akmalı

II

Yeşilin sarıya dönüşü korkutmasın seni

Morarıp silinmesi maviliklerin

Kırmızının akıp gitmesi damarlarından

İşimiz kolay değil o denli

Kargaların içgüdüsel ölmezliğine inat

İnsanca ölebilmeli

III

Ne ilkyaz bulutlarında yıkanan

Bir mezar taşısın uzun ömürlü

Ne kış güneşinde silkinen selvisin

Bir mezarlık değilsin anıların gömüldüğü

Yeşilin bitkiselliğini sürdürmeye gelmedin

IV

En güzel sarılarda düşsel

Bir ayçiçeği güneşte tek başına

Bir de karanlık sularda güneş olmak

Bu daha güzel

 

Rıfat Ilgaz

Rıfat Ilgaz, güvercinim uyur mu,1991,Çınar yayınları,İstanbul,s.33-36

 

 

GÜVERCİNİM UYUR MU?

 

“Güvercinim uyur mu,

Çağırsam uyanır mı?”

Sömürgen cami güvercinleri sizin olsun

O doyumsuz lapacı güvercinler

Kurşun buğusu güvercinleri severim ben

Kanat uçları çelik yeşili

 

Kuş dediğin piyerlotisiz yaşamalı

Adaksız avlusuz şadırvansız

Buluttan süzmeli suyunu

Kuşçular çarşısında tüy dökmemeli

 

Benim güvercinim tunç gagalı

Kimlerin bakışı kardeşçedir

Kimlerin bakışı düşmanca

Kendisi hangi kavganın güvercinidir bilir

 

Tüneyip acımanın saçaklarına

Miskin sevilerle bitlenmez

Kanadından çok pençesine güvenir

 

Barış taklaları süzülmeler

Gagalarda zeytin dalı

Perendeler maviliklerde

Tüm gösteriler resimlerde kalmalı

 

Güvercin dediğin uyanık olmalı

Tüyler duman duman öfkeden

Yanıp tutuşmalı gözbebekleri

Sevgiden tıpır tıpır bir yürek

Özgürlüğünce dövüşken

 

Rıfat Ilgaz, güvercinim uyur mu,1991,Çınar yayınları,İstanbul,s.7-10

 

İÇELİM!

İşte bir aradayız!

Sağlığından haber beklediklerimiz yanımızda,

Ve aramızda uzun zamandır

Yüzünü görmediklerimiz!

Kimimiz mahpustan dönmüşüz

Kimimiz sürgünden!

Bu akşam keyfimiz yerinde,

Günlük dertlerimizden sıyrılmışız,

Nasıl kazanıldığını unutmuşuz paranın

Elimiz o kadar açık;

Harcayalım neşemiz için!

İyisi gelsin şarabın,

Yüklü olsun mezeler!

Nöbetçisiz geçiyor akşamımız demek,

Kilitsiz, demir parmaklıksız;

İstersek burda keser konuşmamızı,

Çıkarız kol kola, kelepçesiz.

Dolaşırız canımızın çektiği sokakta.

Özlemini çekmişiz uzun zaman

Dostların ve aydınlığın.

Duymuşuz her çeşit yalnızlığı

Tek başımıza.

İki çift lâf etmenin karşılıklı,

Ne demek olduğunu öğrenmişiz.

Konuşalım,

Bir suç olduğunu bilerek her sözümüzün.

Güzel günlerin yaklaştığını söyleyelim,

Dört yanımızı kollayarak.

Ne olacak, bilir miyiz birazdan?

Belki hesabı sorulacak neşemizin.

Kaldıralım son kadehleri,

Ayrılalım arkadaşlar,

Ayrılırken öpüşelim!

 

Rıfat Ilgaz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

dipnotsanat sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et