Görsel Sanatçı Alp İşmen’e aittir.
Yara ve yaz
Değirmeni bıraktı
Evin pencerelerini döndürüyor rüzgar
Ben bu itibarla yaşayamam
Yaralıydı yaz
‘Yaralıydı yaz’ yazsam da olağan tuhaflıklara
Yarım da anlaşılsa
Şakakları atan damarlarla tırpanlanmış
Sözü,keskin iftiralarla biçilmiş bir insanda
Ölü doğan ikizlerdir yara ve yaz
Ölü doğanlar hayatın işine yaramaz
Seslerin molozunu kaldırmak zor bu fitil ateşten
Fakat işte sakatlanmış bir yaz fazla özel
Sığındıysa size,dizleri kanamışsa ve dudaklarının kenarına
Hınzır bir tebessüm bulaşmışsa ,asil ama suçluysa
Suskunluk uğruna mirastan rızanla çıkmak gibi
Güzel hayvanlar,korkunç insanlar arasında acıkmak gibi
Dürtmek kendi hayalini
Öldürtmek kendi hayaletini
Yazın peşinden şaşkın bakan çocuklara
Yaza sır verme, tutmaz
Aşklarında da altına raylar döşenmiştir
Bir gün geldikleri hızla giderler
İnenler binenler sürüklenenler
Güneşe görünenler güneşle görünenler hepsi
Göğün alevleriyle yalanırken veya yalanlanırken yaz
Düşmüşse, dizleri kanamışsa
Ben bu itibarla yaşayamam
Yaza yalvarma, asla kalmaz, buralarda kalamaz o
Kavurur uzaklaşır ıslak gözleriyle, ağır beter hikayeleriyle
Keşke sevebilseydik, sevişebilseydik keşke der
Der ve biter
Bir dahaki yaza kadar herkes nedensiz suçlu,pişman
Herkes sakladığı neyse yanı biraz o kadar derbeder
KAYNAKÇA
Küçük İskender, Ölen Sevgilimin Şiir Defteri,(2022),Can yayınları,6. Basım,s.48-49
Bir şark masalı
Gemi sabaha karşı battı
Anca saatler sonra çıktık adaya
Yüzerek
Kendi derimizi
Tene gerek kalmadı çıktık ama ölüyüz
Kıyıya vurmuş batık ırk
Çıktık ama görünmüyor bütün gövdemiz
Kapatılmış vir kuyuya benziyor yüzümüz
Gözlerimizi yakıyor kan,ter,tuz ve terk
Topu topuna birkaç iyi insanız birkaç uzun kemik
Biraz etimiz var seyreden hükmümüzde
Birkaç ters dönmüş dirsek birkaç kırık diz
Sabaha karşı epey açıklarda battı gemimiz
Büyük bir çatırdamayla çarptık dalgaların şahına
Yani herkes bulunduğu şeye yabancı
Bulunduğu yerde endişeli, bulunduğu an içinde telaşlı
Devrilen birkaç direk birdenbire kopan dümen
Denize dökülen mürettebat ve dökülen çığlıkları
Su, durmadan ardı ardına yumrukladı sarıldığımız omurgayı
Yüzerek
Ruhumuzu ömrümüzden
Anca saatler sonra çıktık adaya
Gemi sabaha karşı battı
Şurada
Şu şuurda
Beyinde dualarla mevzi değiştiren yeşil bir ur gibi
Tekinsiz, sinsi, kelle avcısı ve iktidar sahibi
Şimdi adadayız-geceye sığınıp çırpınan balıklar misali
Büyük bir şölen için cesetlerimizi topluyor neşeyle ahali
KAYNAKÇA
Küçük İskender,Ölen Sevgilimin Şiir Defteri,(2022),Can yayınları,6. Basım,s.62-63
balık cenazesi
Çok acı bir şiir yazacağım sana çok uzaklaştığımda çok
Yanan, yandığı için yanıcı olduğunu öğrendiğim şehirden.
AfrA tafra, romantizim de değil –sıradan yolculuklardan teki:
Sonrası, timsahın ağzından dışarı bıraktığı
Kemirilmiş kemik gibi, giden dönecekmiş gibi, dönsede
Lisanını unutmuş gibi-şaşırtıcı, gaddar ve yolunu
Hep kendi bulan bir yolculuk.
Dört tekerleğin dördü de patlayana
Dolunay çıkıp ortaya benden özür dileyene kadar da gideceğim
Hayatın akışkan tarafında, akıcı şeridinden, hayat aklıma yattığınca.
Bakma sen dolunay dediğime, dolunay telaffuzunda zorlandığım son
Savaşçı kelime.
Yeni başlayanlar için kimya, bir cinayet şekillense de
Ayrılırken etrafı toplamadım, gömmedim mesela sil baştan
Mezardan yükselip bana el sallayan sarmaşık ölüleri
Yaşarken kimse kimseye benzemez Ölünce herkes birbirinin aynı
nasılsa
KAYNAKÇA
Küçük İskender ,Ölen Sevgilimin Şiir Defteri,(2022),Can yayınları,6. Basım,s.15
Seferis’in şiirinde kendinden önceki Palamas ve Sikelia-nos gibi şairlerin ezgisel yanı ağır basan, abartmalı sıfatlar ve benzetmelerle dolu lirizmine rastlayamayız. Onun ses tonunu belirleyen daha çok bir düşün ya da uyanışın dile gelmesidir. Ayrıca, kullandığı imgeler çarpıcı olmakla birlikte, her zaman yalın ve işlevsel bir isim ve fiil örgüsünden …
Temmuz 24, 2020
“Şiir Antolojisi” içinde