Barok Sanat Anlayışı ve Radikal Caravaggio

17.yüzyılın başından  18. yüzyılın son çeyreğine kadar uzanan zaman süreci zarfında Avrupa Sanatı’ na hakim olan akıma verilen ad olan Barok Sanat’ın gerçek yaratıcısı kilise çevreleri , Papalıktır. Gelişiminin de Engizisyon un da önemli katkısı bulunmuştur. Kaybedilen kayıp Hristiyan ruhlarının yeniden kazanılması ve ruhsal kurtuluş için bir seslenmeye dönüşen Barok Sanat eserleri bu sebepten dolayı yoğun bir psikolojik birikimi ve duyarlılığı bünyesinde toplamaktadır.Barok eserler dini ve din dışı konularda büyük bir tesir gücüne sahiptir. Rönesans düşüncesinde geçerli olan geometrik ve sınırlı formlar ve çizgiler, renkler ve ışıklarla dağıtılmış, formların  psikolojik etkinlik kaynağı olduğu  bir görüş hakim olmuştur. Biçimsel olarak Barok, Rönesans’ın dingin yapısını dışlamaktaydı. Durağan kurallara karşı çıkış, beraberinde hareketi getiriyordu. Simetrinin ortadan kalktığı kompozisyonlarda her bir figür ayrı birer ışık kaynağından aydınlanıyormuşçasına ışıklı ve canlıdır. Bütün figürler iç içe geçmiş gibi bir bütünlük içindedir.

Belirli bir Hümanist kitlesine hitap eden Rönesans’tan farklı olarak geniş halk kitlelerine ulaşmayı hedefleyen Barok, kişileri duygusal açıdan yakalamayı hedeflediğinden, duyguları harekete geçirecek formları kullanmayı tercih etmiştir. Barok, Protestanlığın yayılmasıyla tehlikeye düşen Katolik ruhun tekrardan canlandırılması için propaganda amaçlı çıkmış, Karşı-reform hareketinin sanatı olmuştur.16 . yüzyılının sonlarına doğru  Rönesans döneminin bitişine denk gelen süreçte ;  sanat, din ve iktidar ilişkilerinin iç içe geçtiği oldukça kritik bir dönem söz konusudur. İtalya’da sanat değişmeye başlar; Rönesans sanatının temel kurallarını reddeden, figürleri uzatarak deforme eden, rengi ve perspektif kurallarını gerçekçilikten uzak tarzda  uygulayan  Maniyerizm’ e doğru yönelir. Maniyerizm’ i  izleyen Barok resim sanatı, Katolik kilisesinin koruyuculuğunda,17. yüzyılın ilk yıllarında Roma’da ortaya çıkmış ve tüm Avrupa’ya yayılmıştır.

16. yüzyılda, Martin Luther ’in (1483-1546) Almanya’da başlattığı reform hareketleri , tüm Avrupa’da olduğu gibi İtalya’da da etkisini göstermiştir. İtalya’da Protestanlık hareketini izleyen mezhep savaşlarının yarattığı kayıplar nedeniyle Katolik kilisesi, sanatı, kendi öğretilerini yaymak için daha etkin kullanma yoluna gitmiştir.Barok resim sanatının en göze çarpan özelliklerinden biri, ortaya çıktığı dönemde, dinsel konuların yoğun bir şekilde ve kilisenin baskısı altında, kilisenin şekillendirdiği sınırlar içinde ele alınmasıdır. Bu koşullarda ortaya çıkan Barok resim sanatının başlıca özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz: Rönesans resminin açık ve anlaşılabilir görsel diline karşın, Barok resmin dili kapalı ve gizlidir. Bu dil dinsel gizemciliğe geri dönüşü içeren, duygusallığın öne çıktığı, teatral, karmaşık kompozisyonları, ışık-gölge ile belirlenen kütleleri, hareketli, kimi zaman iç içe geçmiş figürleri içerir.

Barok resim sanatında, duygusal bir atmosfer yaratılmasında etkili olan, bölgesel bir aydınlatma sağlayan “gece ışığı”, gizemi, belirsizliği ifade eder. Resmin büyük kısmını karanlıkta bırakan, figür ve nesnelerin şekillerini bütünsel olarak göstermeyen ve insan zihninde tamamlayan bu ışık, Tanrısal bilinmezciliğe vurgu yapar . Bu dönemde Katolik kilisesi, “Dindarların hayal gücünü ve duygunluğunu coşturmak için, mucize sahnelerinin, vecd, nefsi feda, gaipten haber alma sahnelerinin tasvirini teşvik eder. Daha da ileri giderek sanatçının yaratma özerkliğini de sınırlar .Barok sanat, Avrupa’daki siyasal ve dinsel karmaşaların -bir yandan Otuz Yıl Savaşları, diğer yandan Protestan ve Katolik ayrılıkları- etkileri altında varlığını sürdürmüştür. Yaşanan savaşlar sonucu güçsüzlüklerine inanan insanlar giderek dine ve devlet düzenine sığınmaya başlamışlardı. Katolikler tarafından daha fazla benimsenen Barok sanat, heyecanlı ve dinamik yapısıyla coşkun sevinç ve mistik kendinden geçiş duygularını canlandırmayı amaçlıyordu. Katolik dünyası ile Barok sanat arasındaki ilişki Gombrich tarafından şu şekilde açıklanmaktadır:

“ Katolik dünyası Ortaçağ’ın başlarında sanata yüklenen sınırlı görevin –yani okuma bilmeyen insanlara dinsel Doktrin’ i öğretme görevinin- ötesinde çeşitli şekillerde dine hizmet edebileceğini keşfetmişti. Sanat belki çok fazla okuyan kişileri de ikna edebilir ve dine kazandırılmasına yardımcı olabilirdi. Mimarlar, ressamlar ve heykelciler, kiliseleri, ihtişamı ve görüntüsüyle insanın ayaklarını yerden kesen birer sanat sergisine çevirmeye çağrıldılar. Bu iç mekanlar da ayrıntıdan çok, bütünün oluşturduğu genel etkiye önem verilmiştir.”Çeşitliliğin ve etkileyici sonuçlar elde etme çabasının temel alındığı Barok sanatta dini yapılar bile eğlenceli ,  göz alıcı ve hareketli gösterilmeye çalışılıyordu. Dini motiflerin ihtişamlı ve göz alıcı bir biçimde işlendiği bu dönemde, sanatçılar bir yandan da mitolojik öykülerle aristokrasiyi eğlendirmeyi ve onlara yaşamın güzelliklerini hatırlatmayı amaçlıyorlardı.

BAROK SANATINDA BİR RADİKAL CARAVAGGİO

Barok sanatı içinde Michelangelo Merisi da Caravaggio’nun (1573-1610) önemi konuyu ele alışında ki radikal yaklaşımından gelir. Milona yakınlarındaki Caravaggio kasabasında doğmuştur. Kutsal sahnelerin temsilinde seküler imgelere yer veren sanatçının gerçeklik anlayışı figürlerin idealize edilmesine izin vermediği gibi, zaman zaman çirkinin de görselleştirilmesini gündeme getirir. Yakın çevresinden seçtiği sıradan kişileri model olarak ele alan Caravaggio ‘da parlayan bir ışık figürlerini yakalar , ancak etrafındaki mutlak karanlık izleyicinin gözünü zorlayacak şekilde figürleri adeta yutmak ister. İtalyan ressam ve koleksiyoner  Giovannı Pietro Bellori “Modern Ressamların Heykeltraşların ve Mimarların Yaşamı” (1672)  adlı kitabında  Caravaggio ‘ nun Grek heykeltraş  Demetrius ‘tan (İÖ IV. yüzyıl)  benzerliklerinden bahseder.

1580 ‘ler de ressam Simone Peterzano’ nun atölyesinde çalışan Caravaggio,Roma ‘ya ilk geldiğinde Campo Marzio’ da kiralık bir oda da kalır. Caravaggio tavernalarda içki içenlerden, sokaklarda sorun çıkartanlardan oluşan bir çevrenin içinde yaşamaya başlar. Bu nedenle ,sanatçının başı sık sık Papalık polisi olan “sbirri” ile derde girer. Tartışmayı ve kavga etmeyi çok seven  Caravaggio ,1592 de,21 yaşındayken Roma ‘ya gelir. Katolik kilisesi bir çok açıdan Caravaggio ’yu beklemektedir. Zira Kilise Karşı-Reform hareketiyle imanlıları duygusal açıdan etkilemek amacıyla görsel dramalara ihtiyaç duyar ki Caravaggio’nun  uslubu bu istemi tamamiyle karşılar.

Caravaggio ‘nun ünü giderek artınca kardinaller için çalışmaya başlar. Ama uslubu mesenlerinin beğenisine pek hitap etmez, zira Caravaggio Trento Konsilinin özellikle kilise dekorasyonlarıyla ilgili aldığı kararlara uymaz. Cahil halkı görsel yoldan din konusunda bilgilendirmeyi hedefleyen Konsil kararlarına rağmen Caravaggio, azizleri kirli ayaklarıyla ve ya Meryem i düşük bir kadın gibi resmetmekten vazgeçmez.Rönesansın ideal güzellik anlayışını tümüyle yıkar, gerçekçi bir bakış açısı getirir. Vahşet kadar karanlıkta Caravaggio nun eserlerinde göze çarpar. Vahşet ve karanlığı birlikte ele almasının karakterinden kaynaklandığı söylenebilir. Zira Caravaggio bir kabadayı, bir eşkıya gibi davranmıştır. Saldırganlığı nedeniyle sık sık başı polisle derde girdiği için Roma da ki polis kayıtlarında adına sıkça rastlanmaktadır. Caravaggio ‘nun kirli ve yırtık kıyafetlerle hep kılıç taşıyarak dolaştığı bilinmektedir.

Caravaggio ‘nun çabuk hiddetlenen kişiliği onun yasalarla başının derde girmesine çok kez neden olur. Bir seferinde bir tavernada bir garsonla tartışmaya girer,garsonun iddasına göre Caravaggio kılıç çeker.Sanatçının kılıç taşıması da “sbirri” ile başını derde sokar. Kardinal tarafından korunduğunu söyleyerek “sbirri” yi ikna eden sanatçı bu seferde ona “iyi akşamlar” diyen bir “sbirri” ye küfrettiği için gene tutuklanır. Laure ve İsabella isimli iki kadının evine izinsiz girdiği içinde hapse atılır.Caravaggio, resimde ışık-gölge kullanma tekniği (tenebrizm) ve konuya gerçekçi yaklaşımıyla, kendi çağdaşlarından farklılaşmış ve öne çıkmış bir sanatçıdır. Barok resim sanatının öncülerinden olan Caravaggio, ışık ve gölgenin oluşturduğu keskin zıtlık aracılığıyla üçboyutlu nesnelere hacim kazandırmanın yanı sıra; ışığı figüre ya da istenilen noktaya spot şeklinde odaklayarak tiyatro sahnesi havası yaratmıştır.

Doğal olmayan (spot) ışık kullanımıyla, resimlerin gizemini ve dramatik etkisini arttırmıştır. Maniyerizme karşı bir tepki olarak doğan Realizm, belki de en yoğun ifadesini Caravaggio’nun resimlerinde bulmuştur. Caravaggio, kompozisyonlarında ki figürleri, halk arasından seçtiği modellere bakarak gerçekleştirmiştir. Bu tutumunu dinsel ya da mitolojik nitelikteki resimlerinde bile sürdürmüş ve sanatıyla tartışma yaratmıştır. Ressamın bu tutumunda, halktan gelişinin ve onlar arasında yaşayışının büyük payı olduğu düşünülebilir. Caravaggio’nun bu “popülizm”i, alçakgönüllü, yoksul, gösterişsiz insanların ruhça gerçekliğe daha yakın oldukları inanışından gelmektedir. Caravaggio, İtalya’yı yöneten ve sanatı yönlendiren iktidar sahiplerinin ve Katolik kilisesinin isteği üzerine yaptığı dinsel konulu resimlerde, kutsal kişileri, dönemine aşırı gelen gerçekçi bir üslupta yansıtmıştır.

Caravaggio, resmettiği figürleri tüm doğallıkları içinde ve estetize etmeden betimlemiştir. Sanatçının, ezilen, önemsenmeyen, yok sayılan halktan insanları, Katolik öğretisinin yücelttiği havariler, azizler olarak göstermesindeki cesareti şaşırtıcıdır. Caravaggio figürleri gerçekçi betimlemesinin yanı sıra, Katolik kilisesinin dinsel resimlerdeki sansürüne ve beklentilerine rağmen, inceleyeceğimiz yapıtlarda da, üstü örtülü olarak kafasındaki gerçekleri de resmetmeyi başarmıştır.

CARAVAGGİO  ‘IN ESERLERİNDEN SEÇMELER

Caravaggio,henüz modellere ödeme yapacak maddi güce sahip olmadığı yıllarda, ayna da ki yansımasını eserlerinde kullanır. Kendisini model olarak kullandığı resimlerden biri olan ”Hasta Bacchus” de (1593-1594) şarap tanrısı Bacchus bir hastaya dönüşmüştür.(Resim 1) Bacchus, yalnızca şarap tanrısı değil, aynı zaman da dansın ve müziğin koruyucusur.Genellikle genç olarak tasvir edilir.Caravaggio’ un  Bacchus ’u gerçi gençtir ama hasta gibidir. Dudakları gridir, teni solgundur .Sanatçı ,ölümsüz Bacchus’u çok kötü giyinmiş bir ölümlüye çevirmiştir. Bacchus kirli elleriyle izleyiciye üzüm sunmaktadır. Bu tasvir tarzı Caravaggio’nun radikallliğini göstermektedir. Rönesans için sanatın amacı doğayı idealize etmekken  Caravaggio’un amacı ideali doğallaştırmaktır. Bacchus’un nerdeyse tam boy tasvir edilmesiyle figür pitoreks iç mekanlar tarafından yutulacağına kompozisyona hakim olur.

Resim -1 Caravaggio,Hasta Bacchus,1593-1594

 Caravaggio’un “Elini Kertenkele Isıran Çocuk”(1595) adlı yapıtında çok keskin ve yoğun bir ışığın üzerine düşürüldüğü çocuğun elini kertenkele ısırmaktadır.(Resim 2)Çocuğun kertenkele tarafından ısırılan eline kanlar bulaşmış, diğer eli de çektiği acı sonucu kıvrılmıştır. Atölyesinin yansımasının görüldüğü vazoda bulunan gülün benzerini Caravaggio, çocuğun kulağının arkasına da yerleştirmiştir. Kertenkele tarafından eli ısırılan çocuğun kendini geriye çekmesi ve yüzündeki acı, Caravaggio’ un beden dilini çok iyi analiz ettiğinin göstergesidir.Caravaggio ‘nun biyografisini yazanlardan Giulio Mancini ye göre, ressam bu yapıtı cüzi bir ücret karşılığında avukat Pandolfo Pucci için yapmıştır ve kendisini model olarak kullandığı eserlerden biridir. Alegorilerin kullandığı yapıtta, kertenkele ölümün ve şehvetin , kirazlar ise aşkın simgesidir. Tek ama çok kuvvetli bir ışık kaynağı, arka plan kirli gridir ya da kahverengidir ya da tümüyle siyah renk kullanımı ile kapkaranlıktır.

Resim-2 Caravaggio,Elini Kertenkele Isıran Çocuk,1595

Roma ‘da Kardinal olabilmek için güçlü bir hamiye sahip olmak kadar kültürlü olmak ve sanatla ilgilenmekte şarttır. Caravaggio nun “Müzisyenler” adlı eseri müzik beğenisiyle gurur duyan Kardinal Francesco Maria del Monte yapıtıyla irtibatlıdır.(Resim 3)Çok dar bir mekanda  dört genç müzisyenin yer aldığı kompozisyon da bir genç lut  çalmakta, diğeri üzümleri tutmakta, bir diğeri de muhtemelen müzik ile ilgili bir yazıyı okumaktadır.Caravaggio kendisini elinde bir düdük tutarak arka plana yerleştirmiştir. Sol tarafta  elinde üzüm tutan gencin sırtındaki gölgede cupid benzeri kanatlar zar zor seçilmektedir. Kompozisyonun sağında ve solunda yer alan gençler ellerindeki işlerle ilgilenirken, diğer iki figür doğrudan izleyiciye bakmaktadır. Lut çalan genç, kızarmış yanakları, ağır göz kapakları ve kızarmış gözleri ile ağlamakta olduğu izlenimini vermektedir.

Figürler muhtemelen Caravaggio ‘nun arkadaş çevresinden seçilmiştir.”Müzisyenler” de cupid benzeri kanatları olan genç, kendinden geçmeyi, sarhoşluğu; düdük çalan genç irrasyonel deneyimleri; yazıyı inceleyen çocuk uyumu ve merkezdeki figürde insan deneyiminin bu üç yönünün birlikteliğini temsil eder.Üç farklı deneyimi temsil eden figürler birbirlerinden ayrı olarak tasvir edilmiştir ve her biri kendine özgüdür.Ancak lut çalan çocuk müziğe başlayınca hepsi birleşecektir.

Resim-3Caravaggio,Müzisyenler,1595-1596

Caravaggio “Yudit ve Holofernes”(y.1598) adlı çalışmasında Karşı-Reform döneminde gündemde olan bir konuyu ele almıştır.(Resim 4)Yudit’in halkının yaşamını tehdit eden Asurlu komutanın başını kesmesi, dini fantezilerin parlak bir örneği olarak değerlendirilmiştir. Luther İncilinin Yudit kitabında ki öyküyü Caravaggio tek bir değişiklikle aynen uygulamıştır. Yudit’in yardımcısı odanın dışında değil, içindedir. Yudit’in yanındadır. Yudit’in gençliği ile yardımcısının kırışık yüzü karşıtlık ilişkisini görselleştirme olanağı sunar.Genç Yuhit fiziksel açıdan zayıftır, oysa Holofernes güçlüdür ama sarhoş olduğu için çaresizdir.

Yudit , Holofernes’in çaresizliğinden faydalanarak kendinden daha güçlü olanın canını alabilmiştir. Yapıtta Yudit in ifadesinde kararlılık ve nefret hakimdir. Korumasız bir insanı herhangi bir engelle karşılaşmadan öldürebilmek için Yudit,kurbanıyla arasına olabildiğince mesafe koymuştur. Caravaggio ,Yudit için metresi olan ve tahmini bir hayat kadını olan Lena ‘yı model olarak ele almıştır. Ressam en kritik anı, Holofernes in başının kesildiği anı ele almıştır. Holofernes in başı yarım bir şekilde bedeninden ayrılmıştır. Gözleri ölüm korkusuyla dolu olarak çığlık atmaktadır. Caravaggio şok anını,korku anını yakalamaya çalışmıştır.

Resim-4 Caravaggio, Yudit ve Holofernes ,y.1598

Caravaggio’nun  şimdiye kadar yaptığı resimler kendi kontrolündeyken ,Fransız Kardinalinin talimatlarına uygulamak zorunda kaldığı Aziz Matta ile ilgili Contarelli Şapelinde, Roma ‘da, eserler ortaya koyar.Aziz Matta’nın Çağrılışı(1599-1600),Aziz Matta’ın Şehit Edilmesi(1599-1600) ve Aziz Matta’ın Esini(1602) dir, bu çalışmalar. Caravaggio,Aziz Matta’nın Çağrılışı adlı eserinde Roma’nın güncel yaşantısından etkilenir.(Resim 5)

Yüksek tavanlı bir odanın sol tarafına konumlandırdığı masada vergi tahsildarı Levi (Aziz Matta’ nın havari olmadan önceki ismi) ,dört kişiyle birlikte oturmakta ve o gün ki hasılatın hesabını yapmaktadır. Aziz Matta’ın sol tarafında oturan genç, ressamın” Kart Oynayanlar “adlı resminde de görülür. Masanın üzerinde paralar ve hesap pusulaları seçilmektedir. İsa ve Aziz Petrus sağ tarafta olduğu tahmin edilen kapıdan içeri girmektedir. Masa da sol taraftaki iki figür, İsa ve Aziz Petrus’un kapıdan girdiğinin farkında bile değillerdir. İsa ‘ya karşı ilgisiz kalmaları sembolik olarak İsa’nın kendisini takip edenlere vaat ettiği kurtuluşa sırt çevirdiklerini ifade eder. Diğer iki genç çocuk ise İsa’yı farkeder; biri Levi gibi arkasına yaslanır; sanki Levi’nin korumasına ihtiyacı varmış gibidir. Kılıçlı diğer genç ise öne doğru eğilmiştir.

Caravaggio İsa’yı kompozisyonun merkezine koymayarak onu gölge ile saklamış sanki izleyicinin onun arayıp bulmasını istemiştir. İsa’nın başının üstündeki çok ince bir hale onun kutsal kişiliğine dair tek ipucudur .İsa ile izleyici arasına Aziz Petrus’u yerleştirmiştir.Kullandığı gölge nedeniyle yalnızca İsa’nın vücudunun yarısı, uzattığı kolu ve Aziz Matta’yı işaret ettiği parmağı görünmektedir.Kutsal olanla kutsal olmayanın birlikteliğini sunan Caravaggio,  İsa’ nın eli bağlamında ,Michelangelo nun Sistine Şapelinin tonozunda bulunan ,Adem’in Yaratılışı freskindeki Tanrı’nın elinden esinlenmiştir. İsa’nın işaret ettiği elinden gelen ışık masada oturanların yüzüne vurmaktadır .Şaşkınlık içinde olan Aziz Matta,arkaya doğru yaslanarak sol eliyle kendini gösterir ve İsa ‘ya “Kim? Ben mi?” sorusunu sorar gibidir. Kompozisyon iki kısıma ayrılmıştır. Sağ ayakta duranlar dikey bir dikdörtgen, solda masanın etrafında toplananlar yatay bir blok oluşturmaktadır.Kostümlerde de bir karşıtlık göze çarpar. Levi ve yardımcıları, bu dünya işleriyle meşgul olduklarından günün modasına; İsa ve Aziz Petrus ise çıplak ayaklıdır ve dönemin modasına uymayan giysiler içindedir.  Yapıtta üç farklı ışık kaynağı mevcuttur: Sağ üst köşedeki pencereden gelen ışık ki Aziz Matta’nın yüzünü ve yardımcılarını aydınlatmaktadır. İsa ve Aziz Petrus’un arkasındaki ışık ki onlarla birlikte mekana girmiştir.

Matta’nın resmin sol tarafında yer alması ve onu çevreleyen gurupla birlikte bir vurgu alanı oluşturması, İsa’nın sağ tarafta, ışık ile birlikte sahip olduğu pozisyon resme dinamizim ve denge katarken, kompozisyona da işlevsellik kazandırmaktadır. Çünkü asılı olduğu dar duvarda resim perspektifin yardımıyla izleyiciye doğru uzayarak dikdörtgen etkisi yaratmakta, Matta izleyiciyle yakınlaşırken, İsa ve ilahi ışık daha mesafeli bir konumda kalmaktadır. Resmin içinde dolaşan ve İsa’nın arkasında bir yerden kaynaklanan bu ışıkla ilgili dikkat çekici bir başka ayrıntı bulunmaktadır; Şapelin merkezinde yer alan yarım daire şeklindeki pencerenin ışığının açısı, resimsel ışığın açısıyla birleşmekte, ve resimsel ışık, kilisenin dışından gelen gün ışığıyla özdeşleşmektedir Böylece doğal ışık, kompozisyonun bir parçası halini almaktadır.

Resim-5 Caravaggio,Aziz Matta’nın Çağrılışı,1599-1600

Kardinal Francesco Maria del Monte,Ferdinando de Medici’ ye hediye edilmek üzere Caravaggio ‘ya bir resim siparişi verir.”Medusa” (1600-1601)(Resim 6).Ressamın hazırladığı resim ahşap bir kalkanın üzerine monte edilir. Medusa,XVI. Yüzyıl da yapılan kalkanların genellikle üstünde yer alan bir imgedir.1601 yılında Floransa ya gönderilen ve törensel kullanımlar için hazırlanan kalkan ,Medici ailesine ait cephanelikte bulunan ahşap bir at üzerinde ki süvari heykelinin eline yerleştirilir. Arkası kadife ve deri kaplı olan kalkanın ön yüzüne monte edilen Medusa, Grek mitolojisine göre canavar Gorgo kardeşlerden biridir.

Saçları yılanlarla örülü,alnından yaban domuzu dişleri fışkıran,tunç elleri olan ve uçmak için altın kanatları bulunan canavar Medusa’nın başlıca özelliği korku salmasıdır. Gorgolardan yalnızca Medusa ölümlüdür.1580’ ler de Medici ailesinin eline Leonardo da Vinci  bir kalkanın üzerine yerleştırdiği Medusa tasvirigeçer.Bunun üzerine kardinalin siparişinde artık Caravaggio Leonardo da Vinci ‘le adeta yarış halindedir.  Medusa’nın tam öldürüldüğü anı ele alan resimde ten hala canlıdır ve kesilmiş boynundan kanlar fışkırmaktadır. Her ne kadar Caravaggio Roma ‘da sıkça vuku bulan baş kesme infazlarına tanık olduğundan kanın nasıl fışkırdığını gözlemlemiş olsa da Medusa nın boynundan fışkıran kan gerçek bir görünümden ziyade stilize edilmiş gibidir.Resmin en etkili yönü sıra dışı bir göz aldatmacası olmasıdır. Yerleştirme de Medusa’nın başı en önde asılıymış izlenimini vermektedir ve kanı nerdeyse yere damlayacak gibidir. Bunun yanı sıra dikkati çeken bir diğer özellikte Medusa efsanelerde kadın iken, Caravaggio nun Medusa ‘sının erkek olmasıdır. Bakışıyla insana taşa çevirdiği için kendisinden çok korkulan Medusa,resimde korku saçmaktan çok uzaktır.korkutan olmaktan ziyade korkmuştur.

Resim-6 Caravaggio,Medusa,1600-1601

Caravaggio “Emmaus ‘ta Yemek”(1600-1601) adlı çalışmasın da Tiziano ve Veronese’den esinlenerek oluşturduğu Venedik tarzı kompozisyonuna İsa’yı ,iki havarisini ve hancıyı yerleştirmiştir(Resim 7).İncil’e göre İsa’nın dirildiği gün, havarilerden ikisi Kudüs yakınlarında ki Emmaus denilen bir köye gitmektedir. İsa yanlarına yaklaşarak aralarına katılır. Ama havarilerin gözleri onu tanıma yeteneğinden yoksundur. Karanlık bastığında İsa ‘yı yemeğe davet ederler. Bu çağrıyı İsa kabul eder, yemeğe otururlar. İsa sofra da ekmeği alır, takdis eder ve bölerek iki havarisine verir. Havarilerin o zaman gözleri açılır ve İsa’yı tanırlar. Fakat İsa birden gözden kaybolur.   Meyve sepetinde yer alan elmalar cennetten kovuluşu, yarılmış nar ise İsa’nın başına geçirilen dikenli tacı simgeler.

Masada ki beyaz örtünün altında ki doğu halısı ile Caravaggio olayın doğuda geçtiğini vurgulamak istemiş olabileceği gibi, halının XVI. Venedik resimlerinde çok sık kullanılması da sanatçıya esin vermiş olabilir. Yapıtta mekan soldan gelen ışıkla aydınlatılmıştır. İsa ‘nın yüzü ise içsel bir ışıkla aydınlanmış gibidir. Arkasında ki hancının gölgesiyle kontrast oluşturur. İsa’nın ekmeği takdis ettiği an ele alınmıştır ki bu anda havariler yeni tanıştıkları kişinin İsa olduğunu idrak ederler.İsa tıraşlı, sakalsız ve çok doğaldır. Caravaggio İsa’yı çarmıhtaki gibi sakallı olarak değil genç bir delikanlı olarak resmetmiştir. Hancının duruşundan ve  yüzünde ki ifadeden İsa’nın huzurunda bulunduğunun farkında olmadığı anlaşılmaktadır. Bu yüzden iki havarinin gösterdiği duygusal tepkilere şaşırmaktadır. Dini konulara bile uyguladığı realizm ile Caravaggio, havarileri havari gibi değil daha çok işçi gibi resmetmiştir. Sağtaki havarinin iki yana açılmış kolları çarmıhı sembolize eder.

Resim 7 Caravaggio,Emmaus’ta Yemek,1600-1601

 Caravaggio ‘un “Meryem’in Ölümü”(1605-1606) adlı çalışmasını Trastevere de ki Santa Maria della Scala Kilisesi için hazırlamıştır.(Resim 8) Romanın en fakir mahallerinde bulunan kilisenin en fazla yardım ettiği kesim işçilerdir. Dolayısıyla da Caravaggio da işçi imgesini çağrıştıran bir betimlenin beğenileceğini tahmin ederek hareket eder. Kurduğu kompozisyon şok edecek kadar basit ve yalındır.Geleneksel olarak Meryem’in ölümünü anlatan betimlemeler de Meryem cennete yükselmek üzere ölüm uykusuna dalmış şekilde ele alınır, artık ölümlü insan değildir, kutsal kimliğine bürünmüştür. Caravaggio ise Meryem’i ölmüş herhangi bir insan gibi betimler ve hatta Meryem için Ortaccio da ki genelev mahallesinden bir hayat kadınını model olarak kullanır. Meryem, bir döküntünün üstünde yatmaktadır ;ellerini kavuşturamıycak kadar zayıf ve güçsüzdür. Kırmızı eski bir elbisenin altında ki bedeni şişmiştir, teni yeşilimsidir, ayakları çıplak ve hatta kirlidir. Caravaggio’ nun amacı şok yaratmaktan ziyade acı ve hüzün uyandırmaktır. Meryem’ de ,kullandığı ışıkta amacını desteklemektedir. Yanında Maria Magdalena ağlamaktadır.

Meryem in etrafına toplanan havarilerde gerçek bir ölüyle karşılaşmanın acısını taşımaktadır. Diz çökmüş ve sol eliyle yüzünü kapamış olan havari Yuhanna dır, diğer figürlerin ise kimlikleri belli değildir. Kimlikleri belirsiz yas tutan grup dikkati Meryem’ e  kaçınılmaz ölüm olgusuna çevirir .Meryem’ in odak noktası olması kompozisyonda ki tek yatay hattı işgal etmesiylede sağlanmıştır. Santa Maria della Scala Kilisesinin Carmelite Tarikatı mensubu olan rahipleri bu resimden tedirgin oldukları için ve beğenmedikleri için resmi kaldırırlar. Resim Rubens in tavsiyesi üzerine Mantua Dükü tarafından satın alınır.Roma da ki ressamların ricası üzerine tablo bir hafta sergilenir  ve Mantua ‘ya deniz yoluyla gönderilir.

Resim-8  Caravaggio,Meryem’in Ölümü,1605-1606

Son yıllarında yaptığı “Golyat ın başı ile Davud”(1609-1610) adlı çalışması çift oto portredir.(Resim 9)Zira Davud Caravaggio nun gençliğini, Golyat ise olgunluğunu ifade eder.Biri güzel ve safken diğeri hayvani ve vahşidir. Caravaggio 1610 yılında Port Ercole  yakınlarında hastalanır, keşişlerin görev aldığı bir hastaneye götürülür ve orada acılar içinde ölür. Barok resmin gerçek kurucusu ve belki de en güçlü öncüsü olan ressam Caravaggio  bütün bir çağın resim anlayışına yön verdiği gibi kendini takip eden kuşaklar üzerinde de derin izler bırakmıştır.

Resim-9 Caravaggio,Golyat ‘ın Başı ile Davud,1609-1610

KAYNAKÇA

Engin Beksaç,Avrupa Sanatına Giriş,Engin Yayıncılık,İstanbul,1995

H. Gombrich, Sanatın Öyküsü, Çev. Erol Erduran – Ömer Erduran Remzi

Kitabevi, İstanbul, 2002

Erdoğan, F. C. Caravaggio. Hayalperest Yayınevi, İstanbul,2015

Lambert, G ;Caravaggio, Köln:Taschen, 2012

Nilüfer Öndin,Barok Resim ve Heykel Sanatı,Hayalperest Yayınları,İstanbul,2018

Howard, A. İşte Caravaggio, (Çev.Damla Göl), Hep Kitap, İstanbul,2017

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

dipnotsanat sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et